Kurumsal

Eylül 2014 Mesajı

Değerli meslektaşlarım;
1 Eylül Dünya Barış Günü'nüz kutlu olsun.

Dünyamız, özellikle de Ortadoğu bölgesi çok uzun bir süredir barışa özlem duyuyor. Buna karşın, anlaması da anlamlandırılması da zor, insanlık dışı olaylar yaşanıyor. Savunmasız çocuklar, gençler, kadınlar ölüyor, tüm siviller ayrım gözetilmeksizin hedefe konuluyor. Kendisi gibi düşünmeyenlerin kafası kesiliyor.

Bu dramatik tabloda, Atatürk'ün dinlerin güvencesi olarak getirdiği laikliğin önemi bir kez daha çıkıyor ortaya. Cumhuriyetin temelinde dinin güvencesi olarak laiklik, insanın güvencesi olarak hukuk vardır. Ortadoğu'da ise kimi Cumhuriyetlerde sistemin içinin boşaltıldığı bir süreç yaşanıyor. Uyanık olma zamanı. Çünkü Türkiye bu bataklığa itilebilecek bir ülke ve Cumhuriyet değil.

İnsan; dini, mezhebi, etnik kökeni ile değil insan olduğu için barışı, sevgiyi, dostluğu, güzelliği, kardeşliği hak eden bir varlık. Bizim özlemimiz ise insanlığın barış içinde dostça, kardeşçe yaşaması.

Barışın olmadığı yerde, "ekonomi, eğitim ve sosyo-kültürel" yaşam dengesi kurulamaz. Barış güvendir, hukuk ve etik değerlerin ana temelidir. Barışın olmadığı yerde ne etik kalır ne de hukuk.

Değerli meslektaşlarım,
Durum tespitinden çıkarımla, kendi deneyimimize göre mesleğimiz ya da Türkiyemiz için uyarıda bulunmak vazgeçilemez bir toplumsal sorumluluğumuz. Bu uyarıları, çoğunlukla mesleğimizin ve meslektaşımızın önündeki engelleri görmesi, daha iyi yarınlar adına dile getiriyoruz.

Ve görüyorum ki, bir süredir "Türkiye ekonomisinin kısa ve orta vadeli ciddi tehditlerle karşı karşıya kalacağı" öngörümüz ve uyarılarımızda yalnız da değiliz.

Türkiye'nin cari açığının tehlike boyutu, küresel ölçekte de dile getirilmeye başlandı. Bu önemli isimlerden biri de Nobel ödüllü ekonomist Joseph E. Stiglitz.

Bakın ne demiş Stiglitz:
"Türkiye'de enflasyon yüzde 9'un üzerine çıktı, yükseliş eğilimi devam ediyor. Ve kronikleşmiş cari açık sorunu var. Bunlar uluslararası toplumda endişelenmek için uyarı sinyalleridir. Türkiye'nin karşılaştığı diğer bir zorluk da cari açığın sıcak para akımlarıyla finanse edilmesi. Klasik bir problem olan 'ani durma' denilene maruz kalma riskini artırıyor. Birden yatırımcılar fikrini değiştirirse ve sermaye girişi durursa cari açığı finanse etme problemi başlar. Dövizde ani yükseliş başlar. Sermaye piyasaları işler iyi giderken endişeleri görmezden gelir. Endişeler karşısında 'ama burası bir istisna' derler. Sonra birden rakamlara bakmaya başlarlar. Zaten orada olan rakamları artık görmeye başlarlar. Birden rakamlar olduğundan da kötü görünür. Bu sefer de ani durma yaşanır. İstisna olma durumunuzu kaybettiniz. Cari açığınız konusunda inatla hep 'istisna' diyorlardı. Bugüne kadar hep istisnaydınız. Arjantin'e de böyle davranılıyordu. ABD'ye de krizden önce böyle bakılıyordu. Artık dünya emlak balonunun güçlü bir ekonomi yaratmadığını anladı. Her krizden önce de emlak balonu yok denir."

Yakın geçmişte biz ve bizim gibilerin 'bu tespitlere benzer uyarıları" çok önemsenmemiş olabilir, ama dünyanın Stiglitz gibi çok önemli düşünür ve ekonomistleri de artık yüksek sesle, bu riski ifade ediyorsa, şapkaları önümüze koyma zamanı gelmiş demektir.

Bizim analitiğimiz böyle söylüyor. Tabii ki, en doğrusu yine meslektaşlarımızın düşünceleridir…

Barış, dostluk ve kardeşlik dolu günler yaşamanız umuduyla iyi bir ay geçirmenizi diliyorum.

Yahya Arıkan
Başkan

 

İSMMMO Hakkında

Geleceğe yönelik projeleriyle, üyelerinin gelişimini sağlayan; Şeffaflığı, denetimi, yeniliği savunan ve çevre sorunlarına duyarlı; Toplumumuzun aydınlatılmasına, akademik, mesleki kamuoyuyla güçlü işbirliği yaparak ekonomik kalkınmaya katkı sunan, lider kurum olmaktır.