Değerli Meslektaşlar,
300 bin yıl önce yaşayan insanların, bugünkü bilgilerimizin birçoğuna sahip olduklarını biliyoruz. 'Avcı toplayıcı' olarak yaşayan bu insanlar doğayı, koşullarını ve yaşam alanları için en uygun ortamı belirleyip, hayatlarını devam ettirmişlerdir. Becerilerinin temelinde gündelik bilgilerin pratikliği yer almaktadır. Bilgi, insanın doğa karşısındaki en önemli silahı olmuş; algısal, toplumsal, felsefi, dinsel, bilimsel bilgi biçiminde çeşitlenerek günümüzün en temel girdisi kimliğini kazanmıştır. Özellikle bilgi teknolojilerinin gelişiyle, araştırmalara göre son beş yılda geçmiş insan öğretisine eşit düzeyde bilgi üretilmiştir. Başka bir deyişle bilgi üretimi katlanarak artmakta, üretilen bilgi, toplumların sosyal ve kültürel refahını, ekonomik gelişimini arttıracak yönde kullanılmaktadır. Ancak bu refah, her ülkede aynı şekilde gözlenememektedir.
Bilgi, insan aklının ürünüdür ve her akıl bir eğitim süreci gerektirir. Bu süreç ile olumlu ya da olumsuz yönde biçimlendirilebilir.
Bu ay sonuna denk gelen 29 Ekim’de 91’inci kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyeti’nin de en temel ilkelerinin başında bilgi gelir. Atatürk'ün söylediği, "En hakiki mürşit ilimdir, fendir" sözü bu duruma dikkat çeker. Bilimsel bilgiden sapan ve bu anlayışı destekleyen hukuk ve laiklik düzenin dışına çıkan toplumlar, ne yazık ki hep başka ülkelerin desteğine gereksinim duyar olmuşlardır. Tarih bunu bize kanıtladı.
El ele aydınlık ve çağdaş bir Türkiye için bilimden ve bilgiden beslenen bir ortamı hep beraber güçlendirmemiz gerekiyor. Ulusal bayramların bir misyonun da bu olduğuna inanıyorum.
Bu vesileyle Cumhuriyet bayramımızı kutlar, iyi bir ay geçirmenizi diliyorum.
YAHYA ARIKAN
BAŞKAN