Sanatçılara kıyak emeklilik geliyormuş...
Bazı gazetelerin dünkü nüshalarında, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sanatçılara, farklı bir prim ve iş günü sistemiyle emeklilik yolunu açmaya hazırlandığı ve prim ödeme gün sayısını doldurmakta güçlük çeken sanatçıların 1 çalışma gününün 5 gün sayılması için tasarı hazırlandığı haberini okuyunca tüylerim diken diken oldu.
Bana kızan, haksız bulanlar olabilir bugünü gerçekleri ile duygusallıkları bir araya gelebilir ama bir sanatçı gençliğinde para kazanırken sosyal statüsü yukarılarda el üstünde dolaşırken sosyal güvencesine önem vermeyecek sonra ileride elden ayaktan düşünce, üretme kabiliyeti azalınca 'nerede devlet' edebiyatı yapılacak. Ben buna dayanamıyorum, benim düşüncelerimdeki sanatçı, toplumuna örnek olan, yol gösteren olmalıdır, üretken olduğu zamanlarda yarınını da düşünebilen kişidir. Yoksa aynı aymazlığı, inşaat işçisi, tarlada çalışan amele de gösterebilir ve yaşlandığında 'nerede devlet' edebiyatı yapabilir bu anlamda sanatçının bir günü beş gün sayılacaksa, inşaatlarda çalışan işçinin bir günü 25 gün sayılmalı zira birisi sosyal statü olarak toplumun önünde (bilinçli bilinir) diğeri ondan daha geride... Rahmetli Münir Özkul gibi bugünün Cem Yılmaz'ı para kazanırken sosyal güvencesini (yarınını) düşünmeyecek yaşlandığında ayrıcalık isteyecek veya o istemese bile birileri onun adına isteyecek...
Kültür Bakanlığı'na tavsiyem bir tür biriktirme (karınca ile ağustosböceği) sistemi olan sosyal sigorta sistemine ucube şeyler sokmasınlar. Yapabiliyorlarsa kendi bakanlıklarının kasasından diledikleri sanatçıya diledikleri kadar para versinler, yardım yapsınlar. Her önüne gelenin ettiği sistemin içine bir de onlar etmesinler...
Örnek kuruluş İSMMMO
Ülkemizin başarılı sivil toplum kuruluşlarından birisi olan İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) sadece üyelerinin değil ülkemizin tüm sorunlarına çözümler üretmek için yoğun bir çaba sarfediyor. Gerek yayınları, gerek eğitim ve seminerleri ve gerekse de hazırladıkları rapor ve diğer oda faaliyetleri ile hem meslek örgütüne hem de Türkiye'ye büyük hizmetler veriyor. Bunda en büyük pay şüphesiz çalışma arkadaşlarını çok iyi koordine ve motive eden bir yönetici olan İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan'ın.
Geçen hafta, Başkan Yahya Arıkan İSMMMO'nun 'SSK Sağlık Tesislerinin Sağlık Bakanlığı'na Devrine İlişkin Rapor'unu açıkladı. Yahya Arıkan, devir nedeniyle oluşacak maliyet artışlarının sistemin iflas etmesi riskini ortaya çıkarabileceğini, SSK'nın ilaç alımındaki avantajını yitirmesine göz yumulmaması gerektiğini, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrinin, ülkemizde sağlık hizmetlerinin daha kalitesiz ve rekabete kapalı hale gelmesi sonucunu getireceğini, bunun özellikle hükümetin TBMM'den geçirdiği ve Cumhurbaşkanınca veto edilen, Kamu Yönetim Reformu ilkelerine de aykırı olduğunu, çünkü bahse konu kanunun, tüm hastaneleri yerel yönetimlere verdiğini ve bunun yerine, ülkedeki her yurttaşın sağlık yardımlarından eşit kalitede yararlanmasını sağlamanın yolları aranmalı, öncelikle aile hekimliği sistemi başlatılmalı ve ardından da genel sağlık sigortası uygulamaya konması gerektiğini belirtmiş. Dilerim Yahya Arıkan'ın bu son derece başarılı çalışma ve çabaları diğer sivil toplum kuruluşu ve oda yöneticilerine de örnek olur.