Değerli Meslektaşım,
Üzüntümüz büyük, yaramız derin.
Zor bir Ekim ayı yaşadık. Önce, Güneydoğu’dan onlarca şehit haberleri geldi, hemen ardından Van-Erciş Depremi ile sarsıldık. Yüzlerce ölü haberi içimizi dağladı.
Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de bu yıkım ilk kez yaşanmıyor. Depremlere karşı halkımızın bilgisi de oldukça yüksek. Ancak, her büyük deprem sonrası dönüp çaresizce aynı şeyleri dile getirmek, birbirine benzer konuşmalar yapmak ne kadar üzücü! Japonya dünyadaki şiddetli depremlerin yüzde 20’sini yaşıyor. Bir çoğunda ölüm bile gerçekleşmiyor. Meksika’da 1985’de yaşanan depremde binlerce kişi ölmüştü ancak son yıllarda ciddi ve şiddetli depremlerde ölü sayısı 3’ü geçmedi. Öldüren deprem değil çünkü. Öldüren paranın insan yaşamına üstün tutulması, öldüren cahillik, öldüren günü kurtarma kaygısı içinde yarınlara bakamama, öldüren yanlış politikalar ve tüm bu yaklaşımları düzeltmemek.
1999 Gölcük Depremi ile de yıkılmıştık. İstanbul’dan 100 km. ötedeki depremin İstanbul’a verdiği hasar, belleklerimizde canlılığını koruyor. Örneğin İstanbul Avcılar’da hasar gören yapıların pek çoğu yeniden yapılmadı. Çatlaklar sıvanıp, üstleri boyandı. 1999 Gölcük Depremi’nin açtığı yaraların sarılması için konan vergilerin önemli bölümü bu alanlarda kullanılsaydı bugün bu kadar üzülmezdik.
Sevgili Dostlar,
İstanbul’da büyük bir deprem bekleniyor. Geçmiş yıllarda(yüzyıllarda) olduğu gibi, İstanbul’da; uzmanların söyleyişiyle en az 7 şiddetinde büyük bir deprem yaşanacak. Buna karşı önlemlerin alınması yönünde ağır da olsa çalışmalar sürüyor. Her 250 yılda bir İstanbul’daki fay hattının enerjisini boşalttığı, bu enerji boşalımının binlerce kişinin ölümüne neden olduğu bilinen bir gerçek. Bu gerçeği bilmek; depremin değil yaşanılan binanın ölümlere neden olduğunu bilmek demektir. Bu gerçek doğrultusunda yapıların yapılması, yeterli dayanılırlıkta olmayan yapıların güçlendirilmesi, özellikle okul, yurt, hastane gibi kurumlardan başlanması; dünyadaki yıkıcı deprem örnekleriyle yarına bakılması en büyük dileğimizdir.
Yaramız derin ve üzüntümüz büyük.
Terör ya da depremde olsun; yaşamını yitiren herkese Tanrıdan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.
Daha akılcı ve günü kurtarma kaygılarından arınmış yaklaşım ve politikaların üretildiği bir Türkiye görme dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Yahya Arıkan
Başkan