Değerli Meslektaşlarım;
Türkiye yeni bir genel seçim ayına girdi. Uzun zamandır yürüttükleri politikalar ve çalışmalar nezdinde; gazete, televizyon ve meydanlardaki konuşma ve demeçleri bir biçimde değerlendirilerek siyasi liderler ile milletvekili adayları için oya dönüşecek. Seçim sonuçlarının Türkiye’nin geleceğini olumlu yönde destekleyecek biçimde gerçekleşmesini dilerken; siyasi barajın kaldırıldığı, haksızlıkların, amansız rekabetlerin yol edildiği bir dönemin yaşanmasını temenni ediyoruz.
Soma faciasının 13 Mayıstaki yıldönümünü büyük acılarla anarken benzer acıların yaşanmaması için “İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kanunuö ile ilgili mevzuatın işverenler tarafından uygulanması konusuna değinmiştik. Bu mevzuatın uygulanmasının öteki adı da ‘sosyal adalet’tir. Sosyal adalet, sosyal bir devleti gerektirir. Sosyal adalet, işçilerin yaşam güvencesini, insanca yaşayacak kadar gelir düzeyine sahip olmasını ve çalışma saatleriyle birlikte emeklilikte yaşama standartlarını düzenleyerek; iktisadi açıdan zayıf olan çalışanlarını olumlu yönde destekleyen haklarla birlikte çalışma koşullarının iyileştirilmesini içermektedir.
Sosyal adaleti, insan hakkı olarak değerlendirdiğimizde; Türkiye’nin 27 Mayıs 1949 yılında Resmi Gazete’de yayımladığı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesi’nin 23’üncü maddesinde:
· Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır.
· Herkesin, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır.
· Herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
· Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardırö denilmektedir.
Dünyanın her yanında olduğu gibi Soma’da da “Herkesin…adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardırö ve bu hak, insan hakları içindedir.
Sevgili Üyemiz,
Büyük muhasebeci ailesine yapılan haksız uygulamalardan birisi de bilindiği gibi beyanname sürelerinin son dakikada uzatılmasıdır. Bu uygulamanın getirdiği gerilim ve yük yanında temel mesleki sorunlarımızı içeren bir dökümle Maliye Bakanlığı’na TÜRMOB çatısı altındaki 75 Oda Başkanı olarak dilek ve düşüncelerimizi ilettik. Bugüne kadar sorunlarımızın çözümü konusundaki isteklerimizin dikkate alınmaması ve çözüm üretilmemesinin getirdiği yükler için “Bir Ses de Sen Verö kampanyası başlattık. İSMMMO web sitesi üzerinden yürüttüğümüz çalışmamıza http://smmmodalariplatformu.org uzantısı üzerinden destek verebilir, görüşlerinizi dile getirebilirisiniz.
Yaz sıcaklarının başladığı şu günlerde Dünya Çevre Koruma Günü ve bütün babaların da Babalar gününü kutluyor; Türkiye’nin çağdaş, demokratik ve laik bir ülke olarak dünyada yerini alması, aydınlık ve güzel günleri yaşatacak seçim sonuçlarının yaşanması dileklerimi sunuyorum.
Dr. Yahya Arıkan
Başkan