Kurumsal

Ekim 2015 Mesajı

Değerli Meslektaşlar;

Uygarlık konusunu ele alan bir kitapta, ilkel dediğimiz toplumlarla çağdaş toplumlar karşılaştırılır ve uygarlığın; yaşadığı ülkeyi sevmek, kadına ve doğaya saygı, yalan söylememe gibi özelliklerden çok (çünkü bunlar ilkel dediğimiz toplumlarda uygar sayılan toplumlardan daha çok gözlendiği belirtilir) "değer duygusu" ile "aklı kullanma" özellikleriyle öne çıktığı belirtilir. Bu özellikler eğitimle kazandırılır. Ancak son bayramda trafik kazalarında 140'a yakın insanın ölüp, yüzlerce kişinin yaralandığını düşündüğümüzde "aklını kullanma" konusunda sınıfta kalacak bir toplum görüntüsü çiziyoruz. Hemen bütün bayramlar, uzun tatillerde benzer durumu yaşıyoruz. Ama akıllanmıyoruz!

"Değer duygusu" yönünden de çok farklı olduğumuz söylenemez. Toplum olarak muhafazakâr olduğumuzu belirtiyor ancak değerlerin muhafazası yönünde nedense duyarlılık göstermiyoruz. Yurtdışına çıkan, özellikle gelişmiş ülkeleri gezenlerin dikkatini çeken özelliklerin başında geçmişlerine gösterdikleri değerler gelmektedir. Bu değerler, düşüncesi ne olursa olsun önce insanla başlar. Karşıt düşüncede olan bir insanın topluma değer katmışlığına bakarak "değerbilir bir tutum" gözlemi yapabilirsiniz. Doğaya, nesnelere karşı da görürsünüz bunu. Örneğin bir Amsterdam'ın 17. yüzyıl mimarisi, Paris'in, Roma'nın, Saint Petersburg'un mimarisi birkaç kişiye peşkeş çekilemez. Çünkü onlara bir değer duygusu ile yaklaşılır ve korunur. Bu ve bunun gibi pek çok kentin özgün dokusu değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Unutmayalım ki; kişi başına 97 metrekare orman düşen Moskova'da koca bir otel yıkılarak parka dönüştürülebilmektedir.

Rize'de Atatürk heykelini kaldırıp yerine çay bardağı heykeli konmak isteniyormuş. Bu düşünceyi geliştirenlerin - bırakalım değer duygusunu - çayın Rize'ye nasıl ve kim tarafından getirildiğinden de haberdar olmadıkları, araştırmadıklarını anlıyoruz. Çünkü, çayın Rize'ye gelmesini sağlayan Atatürk'tür. Kuşkusuz değer duygusundan yoksun akıl tutulmasına uğramış kişilere değil sözümüz. Şairin dediği gibi: "İnek + İpekli don = İnek"tir.

Sevgili Üyemiz, İSMMMO sonbaharla birlikte yoğun çalışma temposuna uygun çalışmalarını sürdürüyor. 6 Ekim Salı günü "Muhasebe Uygulamalarında Vergi (Usul) İncelemeleri" başlıklı, uzmanlarının yer aldığı bir seminerimiz olacak. Mesleki değer duygusunun olmazsa olmazı "TÜRMOB Etik Eğitimleri" başlıyor. Mesleki sorunlarımız için "Bir Ses de Sen Ver!" imza kampanyamız, 75 Odamız dışında çığ gibi imzalarınızla büyümeyi sürdürüyor.

Bu ay Cumhuriyet'in ilanının 92'inci yıldönümünü kutlayacağız. Yok olmakta olan bir devletten Türkiye Cumhuriyet'ini yaratan ulu önder Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını bir kez daha saygıyla anıyor; bizlere emanet edilen Cumhuriyet'in kazanımlarının korunması uğruna bugün gepegenç şehit olan asker ve polislerimize de Tanrıdan rahmet diliyorum.

Değer duygusunun genel geçerlik kazanacağı çağdaş, laik, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye'de yaşama umuduyla Cumhuriyet Bayramınızı kutluyor. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Dr. Yahya Arıkan
Başkan

 

İSMMMO Hakkında

Geleceğe yönelik projeleriyle, üyelerinin gelişimini sağlayan; Şeffaflığı, denetimi, yeniliği savunan ve çevre sorunlarına duyarlı; Toplumumuzun aydınlatılmasına, akademik, mesleki kamuoyuyla güçlü işbirliği yaparak ekonomik kalkınmaya katkı sunan, lider kurum olmaktır.