Değerli Meslektaşlarım;
Mesleki olarak yine yoğun bir gündem yaşadığımız 2019 yılını geride bırakıyoruz. Önemli bazı gelişmeleri meslek mensuplarımız adına yakından takip ederek, yaşanan gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirme amaçlı yayın, panel, eğitim, sempozyum, bildiri vb. diğer araçlarla sizlerin dikkatine sunma gayretini gösteriyoruz.
Bu yıl içerisinde bağımsız denetimle uğraşan meslektaşlarımızın karşılaştığı önemli bazı gelişmeleri tekrardan dikkatinize getirmek istiyorum.
Öncelikli olarak bu yıl ilk kez uygulamaya geçen 15 milyon USD ve dengi tutarda yabancı para borcu olan şirketlere getirilen bildirim yükümlülüğüne istinaden “Yabancı Para Döviz Pozisyonu Veri Formu” denetimleri olmuştur. Yaklaşık 2.000 civarında firma bu kapsamda denetim yaptırma yükümlülüğüne girmiştir. Ülke ekonomimiz açısından da bakacak olursak, aslında bu denetim döviz geliri olmayan şirkete döviz cinsinden borçlanma yasağının getirilmiş olmasının yansımasıdır. Döviz açığı bulunan bir ekonomide bunun daha önceden yapılması, yakın geçmişte yaşadığımız kur şoklarının önüne geçebilecek önemli bir adım olurdu.
Diğer bir önemli gelişme de, bankaların kredi başvurularında belirli limitlerin üzerinde kredi borcu olan şirketlerden bağımsız denetim raporu ve kredi değerlendirmesine esas teşkil eden analiz tablosuna yönelik güvence raporunun talep edilmesidir. İlk yayımladığı Şubat ayında 500 milyon TL olarak belirlenen bu tutar, yıl içerisinde Ağustos ayında 100 milyon TL olarak güncellenmiştir. Şirketlerin kredi başvurularında bağımsız denetimden geçmiş tablolarının ve kredi süresince de her yılın Haziran ayının sonunda kadar denetçi raporu ile analiz tablosuna yönelik güvence raporlarının talep edilmesi çok önemli bir gelişmedir. Bu rakamların izleyen dönemlerde daha da düşürülmesi ile birlikte kredi başvuruları açısından bağımsız denetim şirketler nezdinde tabana yayılmış olacaktır. Yalnızca TTK yükümlülüğü açısından denetim yaptırılması şirketler açısından mali bir külfet olarak görülebilirken, kredi başvurularında bağımsız denetimin talep edilmesiyle birlikte bağımsız denetimin bir ihtiyaç olduğunun anlaşılmasına önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum.
Yıl içerisinde standartlar anlamında da birçok gelişme yaşanmıştır. İlk kez BOBİ FRS’ye göre hazırlanan finansal tablolar denetlenmeye başlanmış, kiralama işlemlerinin muhasebesini radikal bir şekilde değiştiren TFRS 16 Kiralamalar da yürürlüğe girmiştir. Özellikle halka açık şirketlerin ilk çeyrek raporları incelediğinde başta havayolu, perakende, Telekom şirketleri olmak üzere önemli etkileri olduğunu görmekteyiz. TFRS’lere uygun olarak hazırlanması öngörülen finansal tablo formatları Mayıs ayında güncellenmiştir. Ayrıca Elektronik Finansal Raporlama Sistemi (EFR) KGK tarafından devreye alınarak, KAP’ta açıklanmayan finansal tabloların denetçiler tarafından excel formatında bildirimi gerekecektir. Bunun esasında şirketlerin yükümlülüğü olduğunu, belki başlangıçta meslektaşlarımız tarafından bildirimin sağlanmasını makul karşılamakla birlikte, meslek mensuplarımız için sürekli bir görev haline getirilmemesini ümit ediyorum.
KGK tarafından 2019 yılında faizsiz finans muhasebe standartları ve son olarak da bu standartlara göre hazırlanan finansal tabloların denetimine yönelik standartlar ve etik hükümler yayımlanmıştır. Hassasiyetin bulunduğu bu alanlarda, standartların yayımlanması dünya uygulamalarına baktığımızda kaçınılmazdır. Özellikle İngiltere ve Malezya İslami finansın yoğun olarak gerçekleştirildiği merkez durumunda ülkeler. Ülkemize de bu fonların çekilmesi adına katılım bankacılığı sisteminin kurulması ve bunlara yönelik özel muhasebe ve denetim standartlarının yayımlanması gereklilik olarak değerlendirilmektedir. Ancak, yayımlanmadan önce görüşe açılan denetim ve muhasebe standartlarının yanı sıra görüşe açılmadan aniden yayımlanan etik hükümlerin, denetçilik ifa eden meslek mensuplarımız açısından farklı uygulamalara yol açabileceğini ve yayımlanma gerekliğinin tekrardan değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Paranın dini, dili ve rengi olmadığı gibi denetçinin de dini, dili ve rengi olmayacağından hareketle üst birliğimiz TÜRMOB tarafından da yayımlanmış olan Meslek Mensupları için Etik Kurallar’ın, ilgili kamu kurumları tarafından denetçilere özel düzenlemeler gibi yayımlanmamasını, tüm meslektaşlarımız için geçerliliği bulunan evrensel olan etik kuralların dikkate alınması gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Hepimiz için yoğun ve zorlu geçen bir yılı geride bırakırken, yeni yılın meslektaşlarımıza ve stajyerlerimize başarılar getirmesini diliyorum.
Sevgi ve Saygılarımla
Başkan